"Loading..."

Risk Analizi Yoluyla Vergi İnceleme Kriterleri

Oca 01,2016
Nedim AKSOY

Risk Analizi Yoluyla Vergi İnceleme Kriterleri

    Nedim AKSOY

Smmm

İstanbul Akademi Bağımsız Denetim ve Smmm Ltd.Şti.                  

Bu ülkede yaşayan, devletin sunduğu hizmetlerden yararlanan vatandaşlar olarak hepimizin devlete katkı sağlaması (vergi ödemesi) gerekir. Bu yükümlülük aynı zamanda Anayasamızın 73. Maddesinde “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür” şeklinde tanımlanmıştır.

Ödediğimiz vergiler ile devlet bizlere çeşitli olanaklar sağlamaktadır. Devlet, Vatandaşlarının çok daha rahat yaşayabilmesi için, biz vatandaşlardan aldığı vergiler ile halkının refah ve mutluluğu için çeşitli olanakları oluşturur. Bu olanakları; eğitim alınan okulların yaptırılmasından, kullanılan suyun veya harcanan elektriğin evlere getirmesine kadar birçok kamu hizmeti olarak sayabiliriz. Vergi ödemek, bir ülkede yaşayan her vatandaşın en kutsal görevlerinden biri olmalıdır. Devletin de bu vergilerden topladıklarıyla en iyi şekilde hizmet sunması, vatandaşlarına karşı yerine getirmesi gereken en önemli görevlerden biridir.

Ülkemiz açısından vergi bunlardan çok daha önemlidir. Çünkü 2015 yılı devlet bütçemize baktığımızda; bütçe gelirlerimizin % 86,1’ inin vergi gelirlerinden oluştuğunu görüyoruz. Bu şu anlama gelmektedir: “Ülkemiz için vergi hayati önem taşıyor”.

Fakat buna rağmen vergi mükelleflerinin vergi inceleme sonuçlarında gördüğümüz, kayıt dışının yüksek oluşudur. Bu durum ise, Maliye Bakanlığı’nı vergi kayıp ve kaçaklarını önleme yolunda yöntemler geliştirmesini zorunlu kılmıştır.

İşte bu yöntemlerden biri de risk analizidir. Son dönemlerde vergi incelemesine giren vergi mükelleflerine gelen vergi inceleme yazılarında, “Risk Analizi” tanımlamasını görmekteyiz.

O halde; Vergi Denetimlerinde Risk Analiz Sistemi ne demektir?

 

Gelir İdaresi Başkanlığının, Gelişen teknolojinin imkânlarını da iyi kullanarak, sistem üzerinden mükelleflerin denetlenmesine yönelik uygulamaları genişletmiştir.

Vergi Müfettişleri denetimlerini, sadece risk analiz sistemi verilerine göre yapmamaktadır. Denetim yapılacak mükelleflerin yüzde 90’ının risk analiz sisteminin çıktılarına göre belirlenmesinin yanında;

İhbar ve şikâyetler dikkate alınarak,

Çapraz kontroller,

Yapılmakta olan teftiş, soruşturma, inceleme ve denetimler sırasında ortaya çıkan vergi inceleme talepleri,

Maliye Bakanlığı ile bilgi alışverişi protokolü imzalayan kamu kurum ve kuruluşlarına intikal eden vergisel konular içeren hususlar da dikkate alınarak incelemeler yapılmaktadır.

Risk analiz modeli mükellefleri;

Sektör,

Bölge,

Büyüklük

Kriterlerini esas alarak gruplandırmakta ve ilgili analiz dönemi için sahip oldukları risklere göre puanlamaktadır.

Yüksek risk puanına sahip mükellefler riskli mükellef olarak kabul edilerek incelemeye sevk edilebilmektedir.

Gelir İdaresinin ölçü aldığı bu risk analizleri nelerdir?

Mükellefler risk analizine tabi tutulurken kullanılan bazı veriler ve bu verilerden hareketle analiz edilen bazı kriterler;

Veriler

- E-Beyanname verileri                                      - Diğer Bildirimler

- Bilanço, gelir tablosu verileri                           - Mal Varlığı Bilgileri

- Kesin mizan verileri                                         - Ödeme ve Tahsilat Bilgileri

- Sicil bilgileri                                                     - Denetim Sonuçları

- Ba-Bs Bildirimleri                                            - İlişkili Kişi Bilgi Bildirim ve Beyanları

- Gümrük Beyan ve Bildirimleri                         - Diğer Kurum ve Kurul Bilgileri

 

Mükellefler tarafından sunulan bilgi ve belgelerin yanında;

Finans kuruluşlarından, mükellefle iş ilişkisi olanlardan,

SGK,

Tapu,

Gümrük İdaresi

Gibi kamu kurum ve kuruluşlarından ve diğer her türlü kaynaktan elde edilen veriler derlenerek, nitelikli veri haline getirilmektedir. Bu veriler Vergi Denetim Kurulu (VDK) bünyesinde kurulmuş bulunan Risk Analiz Merkezinde risk analiz programları kullanılarak analize tabi tutulmaktadır.

Yapılan Ana Risk Analizlerindeki Kriterler:

- Sektör ortalamasından sapma                       - Yanıltıcı veya hatalı bildirim analizleri

- Gider fazlalığı analizleri,                              - Karşılaştırmalı Beyan ve bildirim analizi

- Satışlar kaynaklı analizler                             - Yanıltıcı ve hatalı değerleme

- Örtülü kazanç analizleri                                - Davranış takibi

- Örtülü sermaye analizleri                              - Muhasebe hesap analizleri

- Yanıltıcı ve hatalı beyan analizleri                                                                   

Risk analiz programları kullanılarak yapılan analiz ve mukayeseler neticesinde, riskli sektörler ve mükellefler ile risk alanları ve dereceleri objektif olarak belirlenmekte, Mükelleflerin faaliyetleri, gruplar ve sektörler itibariyle mukayeseli olarak değerlendirilmekte ve risk alanları tespit edilmektedir. Bu şekilde incelenecek mükellefler tespit edilmektedir.

Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı, kullandığı bu programların dışında, 30’u aşkın devam eden otomasyon projesi ile önümüzdeki dönemlerde risk analizini yapmada daha da güçlenmiş ve daha fazla denetim yapabiliyor olacaktır.

Hangi durumlarda riskli mükellef olursunuz?

  1. Burada incelenen en temel belgeler;
  • e-Beyannameler ile verilen Bilanço Ve Gelir Tablosu Ve Mizan Bildirimleridir.
  • Bilançodaki kasa hesabında yüksek tutarda nakit bulunması,
  • Bilançolarında sürekli zarar beyan edilmesi,
  • Bilançolarında yer alan kasa ve banka hesaplarında nakit bulunduğu halde yüksek tutarlı banka kredisi kullanımı,
  • Bilançodaki banka hesapları ile fiili banka hesapları arasında fark bulunması,
  • Şirket ortağına yüksek tutarlı borç para verilmesi,
  • Şirketin bilançosunda banka kredisi ve ortaklardan alacaklar hesabının bulunması,
  • Şirket ortağına sermayenin üç katından fazla borçlanılması,
  • POS satışlarının sektör ortalamasının altında ya da üstünde olması,

 

  1. Şirketin faaliyet gösterdiği sektör verileri baz alınarak kredi kartı ile yapılan satış işleminin sektör ortalamasının altında ya da üstünde olması bir risk olarak değerlendirilerek inceleme gerekçesi olabilir.
  • Karlılık oranının sektörel ortalamaya göre sapma göstermesi,
  • Gelir tablosunda yer alan toplam satışlara oranla karın düşük olması,
  • Karlılık oranının diğer yıllara göre sapma göstermesi,
  • Nakit satışlarının sektör ortalamasının altında ya da üstünde olması,
  • Finansman giderlerinin yüksek olması,

 

  1. İşletmelerin kasa ve banka hesaplarında yeterli bakiye bulunmasına rağmen yüksek tutarlı kredi kullanımı nedeniyle oluşan finansman giderleri inceleme gerekçesi açısından risk taşıyabilir.
  • Net Satışlarına oranla yüksek tutarlı;
  • Pazarlama, Satış ve Dağıtım Gideri,
  • Genel Yönetim Gideri,
  • Karşılık Gideri,
  • Kambiyo Zararı
  • Finansman Gideri,  olması

 

  1. Banka hesap hareketleri ve çek hareketleri ile mal satışı ya da alışı yapılan mükellefler arasında uyumsuzluk olması,
  • Alınan Çekler hesabındaki tutarlar ile toplam satış tutarlarının karşılaştırılması sonucu çekler hesabının satışlar hesabından yüksek olması,
  • Şüpheli Alacaklar İçin Dava Açılan Dönemden Sonra Karşılık Gideri Yazılması,

 

  1. Kesim mizan üzerinden yapılan analizlerde davanın açıldığı dönemlerden sonra “654 Karşılık Gideri Hesabı” yazılması durumu inceleme gerekçesi açısından risk faktörü olarak değerlendirilebilmektedir.
  • Verilen Sipariş Avansları İçin Şüpheli Alacaklar Karşılığı Ayrılması ve Gider Yazılması,
  • Bu alacaklara karşılık ayıran ve gider yazan firmalar riskli mükellef olarak değerlendirilerek incelenmeleri istenebilmektedir.

 

  1. Başka bir mükellef incelemesi yapılırken söz konusu mükelleften mal ya da hizmet alışı ya da satışı yapılması inceleme gerekçesi olabilmekte,
  • Ba/Bs gibi elektronik formlar arasında tutarsızlıklar bulunması,
  • Bilanço kalemleriyle ilgili yatay ya da dikey rasyo analizlerindeki sapmalar, uyumsuzluklar,
  • Devreden KDV’lerin yüksek olması ve süreklilik göstermesi,
  • 2 nolu KDV Beyannamesine konu hizmetlerin stopaj durumu,
  • Sahte fatura kullanma ya da düzenleme yönünden riskli mükellefler,

Teslim ve hizmet bedelini kredi kartı ile tahsil eden mükelleflerin kredi kartı işlem banka bilgileri, Ba-Bs bildirimleri ve KDV beyanname bilgileri analizine göre riskli olarak değerlendirilmesi,

Vergi Denetim Kurulu Risk Analiz Sistemini sürekli olarak geliştirmekte olduğunu ve risk kriterlerini revize ederek yeni kriterler belirlemekte olduğunu Faaliyet Raporlarında açıklamaktadır. Bu durumda farklı risk alanları belirlenmesi ve farklı inceleme gerekçeleri ortaya çıkması da muhtemeldir.

Vergi incelemelerinin 2011’de 16 bin, 2012’de 46 bin, 2013 yılında ise 71 binin üzerine çıktığını görmekteyiz 2014 yılında ise inceleme oranının 55 bin incelemeye indiğini görmekteyiz.

2014 yılında incelenen mükellef sayısındaki azalmanın nedeni, yıl içerisinde işe başlayan yaklaşık 4.500 vergi müfettiş yardımcısına verilen eğitimler nedeniyle, 2013 yılına kıyasla işgücünün önemli bir kısmının eğitimle görevlendirilmesidir. Her geçen gün kendini daha fazla geliştiren Maliye Bakanlığının bu incelemelerinin 2016 yıllında daha da artarak devam edeceğini, denetim ve inceleme sayısında büyük artış olacağını, söylemek yanlış olmaz.

Vergi Denetim Kurulu’nda risk analizinin amacı, sınırlı zaman ve kaynakların en uygun düzeyde kullanılarak, denetim faaliyetlerinin verimliliğinin artırılmasını sağlamak, veri ambarında bulunan mevcut verilerin daha etkin bir şekilde analizlerde kullanılarak, işlevselliğini arttırmaktır. Risk analiz sistemi ile incelenecek mükelleflerin seçiminde öncelikli olarak; vergi kayıp ya da kaçağı riski yüksek olan mükelleflerin ve/veya sektörlerin belirlenmesi amaçlanmaktadır.

Gelişen teknolojinin imkânları da iyi kullanıldığından, sistemle hangi mükelleflerin denetlenmesi gerektiğine yönelik gruplar veya sektörler rahatça saptanabilmektedir. Sadece bununla da kalınmayıp, risk alanları da rahatça belirlenmektedir. Bu çerçevede belirlenen risk alanlarındaki mükellefler objektif kriterler baz alınarak tespit edilmektedir.

Bu İncelemelerden Korkmalı Ve Ticaretten Kaçmalı mıyız?

Ülkemizde her zaman vergi veren mükellefin güçlü olması, işini büyütmesi ve kar etmesi, devletin arzuladığı bir gerçektir. Çünkü sanayici, ticaret erbabı kar ediyorsa, bu ülkemiz için daha fazla istihdam, daha fazla yatırım demektir.

İşini iyi, doğru yapan, sorumluluklarını tam anlamıyla yerine getiren, kayıt dışından uzak duran, muhasebesini doğru yürüten hiç bir mükellefin denetimden korkmaması gerekir.

Sonuç olarak; Vergi İdaresinde yapılan tüm çalışmaların kayıt dışı ile mücadeleyi destekleyen, mükellef-idare ilişkisini kolaylaştıran ve vergi idaresini sorun değil, çözüm merkezi yapma çalışmaları olduğunu görmekteyiz. Yine görüyoruz ki; artık eski Vergi İdaresi yok, teknolojiyi, bilgiyi kullanan, iletişim ağı genişlemiş, kontrol mekanizmaları sıkılaştırılmış yeni bir Vergi İdaresi olarak, Türkiye’nin en hızlı değişen ve gelişen kurumu olmuştur. Bu değişim, ticaret yapan firmalarımız ve onların yönetici ve patronlarınca da görülmelidir.

Şirketlerin kayıt dışından uzaklaşarak, ödemelerini bankalardan yapması, Mali Müşavirlerini artık bir muhasebeci gibi değil, bir danışman gibi görmesi gerekmektedir. Mali Müşavirlerimiz de şirketlerinde risk analiz rasyolarını dikkatle inceleyip, gerekli önlemleri almalılar. Ancak, şirket yönetici ve patronları bununla da kalmayıp, aralıklarla firmalarını her an denetime girecekmiş gibi üçüncü bir göze de inceleterek, eksik ve hatalarını tamamlamalıdırlar.

Ancak, şirket yönetici ve patronları bununla da kalmayıp, aralıklarla firmalarını her an denetime girecekmiş gibi üçüncü bir göze de inceleterek, eksik ve hatalarını tamamlamalıdırlar 

0 Yorumlar
Yorumunuzu Bırakın

Kodu yeniden yüklemek için resme tıklayın.